Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DÜĞÜNLER

Kadın milleti değilmiyiz,hepimiz aynıyız. Arkadaşımızın ya da akrabamızın düğünü olacağı zaman telaşlanırız.En güzel kıyafet,en güzel saç arayışına gireriz .Gelinle güzellik yarışı yaparız sanki. Boşuna uğraşmayalım o gece herkesin gözü gelin ve damadın üzerinde olacak. Bu kadar strese gerek yok. Ancak şöyle olabilir.Oğluna kız arayan kaynana adayları,yaşı geçmiş ama evlenmemiş bay ve bayanlar,kendilerine arkadaş arayanlar varsa süslenmeler boşuna gitmemiş olur.Zaten düğünler kısmet kapısı değil midir! Düğünlerde hemen hemen her masada gelin ve damadın birbirine yakışıp yakışmadığı konuşulur.”Ay yazık oldu oğlana kız çok çirkinmiş””Haklısın kardeş ama severek evlenmişler.Üç yıldır konuşuyorlarmış” Davetlilerin ne üstüne vazifeyse düğün bitene kadar konuşurlar.Size ne! Onlar birbirini sevmişler.Siz başınıza düşen elmayla ilgilenin.... Düğün kamerası niye vardır düşündünüz mü? Mutlu gün çekmesi için diyeceksiniz,değil. Düğüne kim gelmiş kim gelmemiş. Gelen ne takmış ,kimler oynamı...

SIFAT

Mesleklerimiz isimlerimiz gibidir. Hayatımız boyunca bizimle yaşarlar hatta öldükten sonra da. Yirmili yaşlarda mesleklerimizle evleniriz ve bir daha ayrılmayız,ayrılamayız. İsimlerimizin önüne sıfat gelmiştir bir kere. Bakkal Hilmi Efendi,Avukat Necla Hanım.Torunlarımızdan bahsedilirken bile mesleklerimiz söylenir önce.Doktor Hakan Bey’in torunu.... Bu yüzden önemlidir sıfatlarımızın seçimi. Mesleğimizi seçerken büyük hayaller kurarız. Önemli insan olmak ,çok para kazanmak,en tepedeki olmak. İçimizde her zaman gelecek kaygısı,parasızlık korkusu,güvensizlik ve endişe vardır.İstesek de atamayız bir kenara.”Ya parasız kalırsam,sokaklarda yatarsam,ölürsem,aç kalırsam,insanlar bana tepeden bakarsa.Şu kıyafetim olsun,son model cep telefonum,arabam olsun.”Ambalaj önemli yani.Ömür kaliteli ambalaj için uğraşmakla geçiyor.Hayatın neresinde olursak olalım bu uğraş devam ediyor. Hayatla savaşırken bir bakmışız ki nehirlerin denizle buluşması gibi bedenimiz toprakla buluşmuş. Mal,mülk toprağı...

ŞEVKAT YERİMDAR

Şevkat Yerimdar başladığında “Oh izleyecek dizimiz oldu” dedik,sevindik. Çalın davulları,dokuz sekizlik havaları.İş stresi,hayat koşturması,yalanlı,aldatmalı,ağlatmalı,uzun uzuuuuun bakışmalı diziler arasında ilaç gibi geldi. Her saniyesi komikti ,gülmekten yüz kaslarımız ağrırdı.Kahvemizi,çekirdeğimizi alır iki saat eğlenceli zaman geçirirdik.Sonra bir şey oldu,büyü gitti.Dizi dramvari bir hal aldı.Normaldir yadırgamıyoruz,her hafta iki saatlik dizi için sayfalarca senaryo yazmak hele ki komedi yazmak çok zor,tükenir insan. Senaristler çok haklı .Ama dizi eski günlerine dönse ve eskisi gibi cuma günlerimiz şenlense,dertlerimize es verme günü olsa,ah aaahh... Tekrar bize büyü yap Şevkat Yerimdar. Karakterler,oyuncular,oyunculuklar şahane.Ama bir tanesi var ki gönlümüzün efendisi,Cuma Usta!O nasıl bir oyunculuktur öyle.Ayak tırnağından kirpiğine kadar oynuyor.Ondaki oyunculuğun onda biri bende olsa usta oyuncuyum diye kasıla kasıla dolanırdım ortada.Bu zamana kadar nerelerdeydin...