Kayıtlar

KABLOLU KULAKLIK / BLUETOOHT KULAKLIK

Resim
                      Kablolu kulaklıklar geri döndü. Neden? İnternette bir sürü rivayet dolaşıyor. Bir nevi komplo teorisi.  Ünlüler kullandığı içinmiş. Ayna nöronlar varmış. Siz de kablolu kulaklığı kullanınca onu taklit ediyormuşsunuz.  Hatta o gibi hissediyormuşsunuz.  Tavır, ifadeymiş. Sokak tarzıymış, statü göstergesiymiş.   Abartmayın Allah aşkına ! Alt tarafı kulaklık. Bluetooth kulaklıkların sürekli şarjını takip etmek gerekiyor. Olmadık yerde şarjı bitebiliyor, bağlantı kopabiliyor ve diğer yan etkilerinden  ötürü. Yani beyne daha çok zarar veriyormuş, duymayı kablolu kulaklılara göre daha çok duyma kaybına sebep oluyormuş. En baş neden ise ses kalitesi. Kabul edelim kablolu kulaklıklardaki ses kalitesi kablosuzlarda yok. Konuşma olsun, dinleme olsun daha iyi. Ayrıca kablosuz kulaklığı kaybetme, düşürme derdi de var. Yolda, metroda hiç mi görmediniz düşürülmüş bluetooth kulaklık. Yazık ver...

APPLE MÜZİK / SPOTİFY / YOUTUBE MÜZİK

Resim
Apple Müzik , ses   kalitesi Spotify ve YouTube Müzik ‘ten daha iyi. Diğer müzik uygulamalarında duyulamayan , vokal, enstrüman, ritim gibi ayrıntılar daha iyi duyuluyor. Özellikle MacBook ’ta dinlerseniz daha da iyi duyuluyor. Uzlamsal ses olayını da seviyorum, kareokeyi de. Spotify’ dan daha çok video var. Yani canlı , konserler, klipler hem izliyor hem dinliyorsunuz. Ve dinleme geçmişi olması da güzel. Daha önce dinlediğiniz şarkıyı dinleme geçmişinden bulup tekrar dinleyebiliyorsunuz. Özel liste veya beğeni yapmaya gerek yok. Besteci , söz yazarı seçip o sanatçının eserlerini de dinleyebiliyorsunuz. Bu seneçek az olsa da var. En sevemediğim tarafı Apple Müzik’ in ara yüzü karışık , sinir bozucu olabiliyor. YouTube müzik , evet çeşit çok Apple Müzik veya Spotify ‘da bulamayacağınız şarkıları kolaylıkla buluyorsunuz ama ses kalitesi iyi değil. Bence bu üç uygulama içinde ses kalitesi en kötü olanı. YouTube’la beraber kullanıp ayrıca başka bir müzik uygulamasına para verme...

YENİ SEZON TELEVİZYON DİZİLERİ

Televizyon kanallarının yine maşallahı var. Bir birinden kötü dizi seçmekte pek bir mahirler. Ne kadar psikopat, ahlaksız, silah, tarih görünümlü ama tarihle alakası olmayan, aşiret dizisi varsa yarışa yayınlıyorlar. Bu kanalların yöneticisi kim Allah aşkına. Arkadaş, ahbap ilişkisiyle mi seçiliyor bu diziler.   Bir tane izlenebilir dizi yok hepsi kötü. Birinde töre birinde aldatma diğerine silah. Bunları yazanların ruh hallerinin e iyi olduğunu düşünmüyorum. Zira normal kafa yapısına sahip insan bu kadar çirkinliği yazamaz. Seyirci böyle izileri talep eiyorsa o zaman seyirci de normal değil   toplu halde psikoloğa gitmek hastaneye yatmak gerek. Vah halimize! Neşeli şeyler izleyip hayatın stresinen uzaklaşmak varken ne diye acayip şeyler izliyorsunuz.   Hele bir tane aşiret dizisi var , aşiret dizilerinin en saçması olabilir. Güya koca ölmemiş başka birini gömmüşler ha bir de tanınmasın iye kafasını ezmişler ….. yahu bu adamı yıkarken karısı adamın fiziğinden kocası olduğ...

SETH GODIN / DİP

Resim
       Yine reel hayatla alakası olmayan kişisel gelişim kitabı. Yazarın eğitimine ve kariyerine sonsuz saygım var ama bu kitapta anlatılanlar kendi ülkesinde geçerli olabilir ama bizim memlekette sökmüyor.   Seth abimiz bırak git diyor.    Teoride doğru olabilir de pratikte pek de mümkün değil özellikle dar gelirli ve asgari ücret kazanan için. Bırakmak için ya arkanda biri olacak ya miras yedi olacaksın. Halk ağzıyla sırtını dayayacağın biri olacak. Eeee var mı ? Yok tabiki….. Bizler tırnaklarımızla kazıya kazıya , bazen göz yaşı bazen ter bazen lanet okuyarak ama bırakmayarak bir şeyler başarmış insanlarız. Bırakmak , vazgeçmek lüks, zengin şımarıklığı…. Bizler bu huyumuz sayesinde güçlendik, büyüdük. Siz siz olun aileden para yiyen , şatafat içinde yaşamış olanların akıllarını dinlemeyin. Onlar hazıra konan tipler. Vazgeçmeyin, yolunuzdan dönmeyin. Alternatif yollar yaratın ama bırakmayın. Bırakırsanız yıkılırsınız, tutan da olmaz. Çöplükte yuvarla...

DİKKAT DAĞINIKLIĞI

Resim
  Dikkatimizi çaldılar Zamanımızı çaldılar Aklımızı çaldılar Hiçbir şeye odaklanamıyoruz. Aptala dönüştürdüler bizi. Sanki üç yaşında çocuğuz ve yönetiliyoruz. Kuklayız, iplerimiz birilerinin ellerinde istedikleri gibi oynatıyorlar. Yeni bir dizi veya kitaba başlayabildiniz mi? Uzun bir video izlediniz mi? Artık 2-3 saatlik film, dizi izleyemiyor, sıkılıyor, odaklanamıyoruz. Elimizde sürekli telefon bir televizyon bir telefon, bir kitap bir telefon…. Ne okuduğumuzu ne izlediğimizi anlıyoruz. Uzun herhangi bir şey için zamanımız yok. Bilgiyi maksimum 60 saniyelik videolardan öğrenmek istiyor, uzun yazıyı okumuyoruz. Herhangi bir şey uzun ve ayrıntılı anlatıldığında sıkılıyor. Kısa kesse diye geçiriyoruz içimizden. Aramızda kalsın geçenlerde arkadaşın film izlemiş ,beğenmiş anlatıyor ama nasıl yavaş nasıl ayrıntılı anlatıyor. Sıkıldım , bir yerden sonra dinliyormuş gibi yaptım dinleyemedim. Seri , hızlı konuşma seviyorum. Haber izleyeceksem seri konuşan sunucuları seçiyorum . Takılan...

KİM MİLYONER OLMAK İSTER /ATV

Resim
  Kim Milyoner Olmak İster’in   1175. Bölümünde Emirhan Şimşek adınla genç ,temiz yüzlü bir kardeşimiz yarıştı.   Zor sorular….. Bu çocuğun hakkı yendi ,zor sorular soruldu .Mantık yürüterek çok güzel ilerlerdi. Bir süredir takip ediyorum   sanki parayı vermek istediklerinize   veriyor gibisiniz . (Umarım yanılıyorumdur) O kadar hak etmeyecek yarışmacılara basit sorular sorup hak   etmedikleri paraları aldılar ki…. Bu çocuk tekrar yarıştırılmalı ve hak ettiği ödülü almalı. Elli bin nedir yahu para mı günümüzde !   Döndüm eski bölümleri izledim ,yeni bölümü izledim ve fikrim hala aynı. Yarışmacıya göre soru soruluyor gibi. Bir yarışmacıya o kadar basit sorularla 30 bin verdiler. Ben de izleyici olarak kızarak izledim. Ayrıca bazı yarışmacılara sanki mantık yürütmesi için yardım ediliyor gibi . Adillikten uzaklaşılmış görüntüsü var. Bu genç delikanlının 50 000   TL ile eve dönmesini   vallahi kalbim kaldırmadı. Temiz yüzlü ,belli ki iyi bir ann...

ÖTESİ YALNIZLIK

  İnsanlık sonunu hazırlıyor. Bilim insanları bi durun artık. Bu kadar teknolojik ilerlemenin sonu eve kapanma, yalnızlık, bunalım, intihar ve boş mezar bulamamak. Yalnızlığı yüzünden intihar eden kişilerin öldüğünden kimsenin haberi olmayacak. Çünkü arkadaşı, komşusu olmayacağı için merak edip arayan, evine gidip bakan olmayacak. Evler küçülecek ,1+0 evler artacak. Çocuklu aile kalmayacak , aile kalmayacak. En önemlisi yapay zeka sonumuzu getirecek. Arkadaş diye belki de evdeki robot, bilgisayar benzeri eşyalarla sohbet edecek. O makineler insanı daha da yalnızlaştırıp bunalıma sokacak.  Bunlar öngörülebilir teknolojik tehlikeler ya öngörülemeyenler. 1+0 dairelerde sefil hayatlar süreceğiz turuncuaycom@gmail.com